Yıl içerisinde okumuş olduğum kitapları listelediğim “kitap yıllığı”nın ikinci yazısından tüm kitapseverlere merhaba. Haziran ayında paylaştığım ilk bölümden bu yana, hayatım, es geçemeyeceğim ciddi değişikliklere tanık oldu.
Bunlardan en önemlisi, Haziran ayındaki son sınavdan sonra bir süreliğine boşluğa düşmüş olsam da bu sürecin çok uzun sürmemesi ve Temmuz sonu gibi, yeni düzenimi kuracağım yerin kesinleşmiş olmasıydı: Eskişehir!
Oldukça yıprandığım buhranlı günlerden sonra bir sonuca varabilmiş olmanın heyecanıyla belki her şey yolundaymış gibi görünüyordu ancak o zamana kadar göz ardı ettiğim acı bir gerçekten iyiden iyiye rahatsızlık duymaya başlamıştım: Gerek Temmuz'un bir kısmını İstanbul'da geçirerek aklımın bir kısmını orada bırakmam, gerekse İstanbul dönüşü sonrası Eskişehir'deki geleceğime odaklanmamdan dolayı yaz aylarını kitaplarımdan uzak geçirmiştim. Tekrar düzenli olarak kitap okumaya başladığımda ise takvimler, Eylül ayını gösteriyordu.
Bunlardan en önemlisi, Haziran ayındaki son sınavdan sonra bir süreliğine boşluğa düşmüş olsam da bu sürecin çok uzun sürmemesi ve Temmuz sonu gibi, yeni düzenimi kuracağım yerin kesinleşmiş olmasıydı: Eskişehir!
Oldukça yıprandığım buhranlı günlerden sonra bir sonuca varabilmiş olmanın heyecanıyla belki her şey yolundaymış gibi görünüyordu ancak o zamana kadar göz ardı ettiğim acı bir gerçekten iyiden iyiye rahatsızlık duymaya başlamıştım: Gerek Temmuz'un bir kısmını İstanbul'da geçirerek aklımın bir kısmını orada bırakmam, gerekse İstanbul dönüşü sonrası Eskişehir'deki geleceğime odaklanmamdan dolayı yaz aylarını kitaplarımdan uzak geçirmiştim. Tekrar düzenli olarak kitap okumaya başladığımda ise takvimler, Eylül ayını gösteriyordu.
Yeni yılı karşılayamadan edindiğim tecrübelerden bir diğer önemlisi ise 1,5 yıllık beraberliğe dayanan ilişkimin aslında çok daha öncelerden bitmiş olduğunu geç farketmiş olmamdı. “Daha farklı olabilir miydi?”, zaman zaman bu soruyu düşünmek beni rahatsız etse de artık huzurlu bir rahatlama içinde olduğumu söyleyebilirim. Çünkü ben, sahip olduğum yoğun, coşkulu ve bir o kadar da saf duygular ile ilişkime farklı bir boyut kazandırmanın yüceliğini tecrübe ettim. Sinemadan, edebiyattan ve felsefeden beslenen bir ilişki kurabilmek için elimden gelen tüm çabaları gösterdim. Bu sayede dünyanın sanıldığı kadar kötü bir yer olmadığını -bir süreliğine de olsa- her iki tarafa da hatırlatmak istedim. Her şeyden önce ben, bir sevgili veya bir arkadaş olarak değil; insan boyutuyla ilgili olarak birine değer verdim. Ve tüm bu sebeplerden dolayı da, kazandıklarımın kaybettiklerimden daha çok olduğu bir ilişkiyi geride bıraktığımı düşünüyorum.
Sonlarına yaklaştığımız bu yazının okuduğum kitaplar hakkında kuracağım cümlelerden oluşması gerektiğini henüz ilk andan itibaren biliyordum. Fakat gerek belirttiğim sebepler yüzünden 2015'in ikinci yarısında sadece 17 kitap okuyabilmiş olmam, gerekse okurun özel hayatımdaki bu “tepetaklak olma durumu”ndan yorum ve sonuçlar çıkarmasını istememden dolayı konseptin biraz dışına çıkmayı tercih ettim. Klişe bir tabir ile sürç-i lisan ettiysek affola diyor, asıl konuya geliyorum.
Yalnızca üç Türk yazarın yer aldığı kitap listemde çoğu zaman Alman edebiyatı ile haşır neşir olmuş, ara ara da çok sevdiğim Fransız edebiyatına vakit ayırmışım. Özellikle Albert Camus'nün “Başkaldıran İnsan”ının, hazmedilmesi zor bir eser olduğundan bitirebilmemin epey bir vaktimi aldığını hatırlıyorum. Stefan Zweig'ın “Kendileri ile Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin” kitabı ise, benim için 2015'in en büyük kazancı. Gördüğünüz yerde edinmekten çekinmeyiniz.
2016 yılında Türk edebiyatına ağırlık vermek gibi bir düşüncemin olduğunu bildirirken, şimdiden herkese mutlu noeller diliyorum. Kendinize iyi davranın, kitaplardan uzak kalmayın.
Yalnızca üç Türk yazarın yer aldığı kitap listemde çoğu zaman Alman edebiyatı ile haşır neşir olmuş, ara ara da çok sevdiğim Fransız edebiyatına vakit ayırmışım. Özellikle Albert Camus'nün “Başkaldıran İnsan”ının, hazmedilmesi zor bir eser olduğundan bitirebilmemin epey bir vaktimi aldığını hatırlıyorum. Stefan Zweig'ın “Kendileri ile Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin” kitabı ise, benim için 2015'in en büyük kazancı. Gördüğünüz yerde edinmekten çekinmeyiniz.
2016 yılında Türk edebiyatına ağırlık vermek gibi bir düşüncemin olduğunu bildirirken, şimdiden herkese mutlu noeller diliyorum. Kendinize iyi davranın, kitaplardan uzak kalmayın.
- Varoluş ve Psikiyatri (Engin Geçtan).
- Knulp (Hermann Hesse).
- Bir Elin Sesi Var (Anthony Burgess).
- Jean-Paul Sartre (Annie Cohen-Solal).
- Asturya'da İsyan (Albert Camus).
- Sinemada Yaratıcı Yönetmen (Cengis T. Asiltürk).
- Yavaşlık (Milan Kundera).
- Başkaldıran İnsan (Albert Camus).
- Doğdum (Georges Perec).
- Karşılaştırmalı Edebiyat Bilimi (Prof. Dr. Gürsel Aytaç).
- Siddhartha (Hermann Hesse).
- Sade'ı Yakmalı Mı? (Simone de Beauvoir).
- Üç Büyük Usta: Balzac, Dickens, Dostoyevski (Stefan Zweig).
- Acımak (Stefan Zweig).
- Kendileri İle Savaşanlar: Kleist, Nietzsche, Hölderlin (Stefan Zweig).
- Radyo Yayınları (Ingeborg Bachmann).
- İrlanda Güncesi (Heinrich Böll).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder