Bu Hafta Sonu Ne İzlesek? • As Far as My Feet Will Carry Me (2001)

II. Dünya Savaşı sırasında sevdiği bir avuç insanı, ailesini geride bırakan, esir kampına düştüğünde ise tek çözümü kurtuluşu için zorlu bir kaçış hikayesi yazmakta bulan bir düşman askeri fikri, orijinal olmasa da ilgi çekici. “As Far as My Feet Will Carry Me” (Ayaklarımın Beni Taşıdığı Yere kadar), bu fikirden yola çıkılarak ortaya konulmuş, gerçek bir hayat hikayesine dayanan, Hardy Martins imzalı dram, aksiyon, savaş filmi. 

Başrolünde Bernhard Bettermann'ın yer aldığı filmde II. Dünya Savaşı'nın karanlık yüzüne, tek suçu savaş sırasında o bölgede asker olarak bulunmak olan Clemens Forell (B. Bettermann)'in iç dünyasından tanıklık ediyor; Sibirya'nın çetin hava şartlarının yanı sıra gördüğü insandışı muamelere rağmen canlılığını yitirmeyen kurtulma ümitlerine, yaşama isteğine, cesaret ve azmine ortak oluyoruz.  

Sevgi dolu, merhametli, iyi bir eş ve aile babası olan Forell, kendini savaşın içinde hissettiği ilk andan itibaren yalnızca ailesini tekrar görebilmeyi düşünür, bunun hayaliyle ayakta durabilir. Ancak Sovyet çalışma kampına düşmesiyle de birlikte daha karanlık bir gelecek artık onu beklemektedir. 

Ama ne var ki Forell, Sovyet komutan ve askerlerin baskıları doğrultusunda şekillenecek bu geleceği kabullenmeye hiç niyetli değildir. Ölüm ihtimalini çoktan göze alarak defalarca kaçmayı deneyecek, bu uzun ve zorlu yolculukta kimi zaman tamamen yalnız olacak, kimi zaman ise asla unutamayacağı, önemli insanlar ile tanışacaktır.

Konu ve işleyiş bakımından “The Way Back” (Dönüş Yolu) ile benzerlikler gösteren Alman yapımı filmin, sinemaseverler tarafından yeterince ilgi görmemesini biraz da 2001 yılına bağlıyorum. “Enemy at the Gates”, “Black Hawk Down”, “Pearl Harbor” gibi savaş filmleri tarihinin en önemli yapıtları ile aynı yıl seyirci önüne çıkmış olmanın, film için büyük bir şanssızlık olduğunu düşünüyorum.

Sadece Bernhard Bettermann'ın kusursuza yakın oyunculuk performansı için bile izlenmeye değer bulduğum “As Far as My Feet Will Carry Me”, süresiyle (158 dak.) ön yargı yaratıyor olsa bile, soğuk ve hatta kar yağışlı bir Aralık gecesi için, oldukça ideal bir tercih. Şimdiden iyi seyirler.