The Great Old Ones'ın vokalist ve gitaristliğini üstlenen Benjamin Guerry ile aylar önce geçen bir diyaloğumuzda, o sıralar yeni çıkmış olan “Tekeli-li” isimli albümlerini çok beğendiğimi, Fransız black metal gruplarının türün geleceği için çok önemli bir rol oynadıklarını söylemiştim. Yazarken son derece samimi olduğum bu cümleleri kendisi de kibar bir dil ile cevaplamış, Türkiye'de dinleyenlerinin olmasının gurur verici olduğundan ve Fransa'daki metal gruplarının birbirleriyle olan sıkı ilişkilerinden bahsetmişti.
Enslaved, Borknagar, Agalloch gibi black metal ile etkileşim halinde olan grupları çok dinliyor olmama rağmen genel olarak black metal ile arası sınırlı olan bir dinleyiciyim. Bu durumun bir tercih meselesi olması bir yana, günümüzde hâlâ pek çok black metal grubunun, türün içinde barınan önemli temaları yeteri kadar etkileyici işleyemiyor olduğunu düşünüyorum. Kuru kafa içeren siyahtan ibaret albüm kapaklarını ve komik kabul edilebilecek, bol hakaret içeren, ölüm-kıyamet-tanrı ilişkisi arasında sıkışmış şarkı liriklerini yapay bir korku atmosferi yaşatabilmek adına dinleyiciye sunma devri kapanalı çok oldu. Eğer ortada gerçekten black metal yapmak gibi bir amaç var ise, modern insanın ön yargısını kıracak müzik ve görselliği mantık çerçeveleri içinde sunmanın şart olduğu düşüncesindeyim.
Elbette black metal gruplarına getirdiğim bu eleştiri aynı zamanda dinleyenin beklentisine göre kişiden kişiye değişebilecek bir genelleme. Ancak tüm black metal severlerinin buluştuğu şöyle ortak bir nokta var ki; Fransızlar, black metal'in nasıl sunulması gerektiği konusunda adeta tüm dünyaya ders veriyor.
“Regarde Les Hommes Tomber”, 2011 senesinde Fransa'da kurulmuş bir black metal/sludge topluluğu. Vokallerde Thomas, gitarlarda A.M ve J.J.S, bas gitarda A.B, davulda ise R.R “Regarde Les Hommes Tomber” kadrosunu oluşturuyor. Şuanda bağlı oldukları şirket, The Great Old Ones'ın da birlikte çalıştığı “Les Acteurs de l'Ombre”.
Grubun ismi, Fransız yönetmen Jacques Audiard'ın, üç dalda Cesar ödülü kazanmış 1994 yapımı filminin adı ile birebir aynı. İnsanoğlu ile tanrı arasındaki ilişki, “Regarde Les Hommes Tomber” için en önemli ilham kaynağı olmuş her zaman.
“Exile”, “Regarde Les Hommes Tomber” diskografisinin ikinci stüdyo albümü. 2013 yılında kendi adlarını verdikleri ilk albümlerini piyasaya sürmüşler ve olumlu yorumlar, oldukça iyi albüm kritiği puanları ile yükselen grafiklerini 2014 yılındaki Split takip etmiş. “Exile” ise grubun parlak geleceğine yönelik bir başka önemli basamak olarak göze çarpmakta.
Tıpkı ilk albüm “Regarde Les Hommes Tomber”de olduğu gibi “Exile”de de son derece göze hitap eden bir albüm kapağı karşılıyor bizleri. Her ayrıntısı ince bir şekilde düşünülmüş ve albüm içeriğini hakkıyla yansıtıyor gerçekten.
7 parçadan oluşan albüm, her saniyesinde gerilimin biraz daha arttığı enstrümantal parça “L'Exil” ile etkileyerek başlıyor. Devamında gelen “A Sheep Among the Wolves” ile yer yer doom metal, yer yer sludge ama daimi bir black metal atmosferine doğru sürükleniyoruz. Bu tanıdık sound bana “Altar of Plagues”ın ilk dönemlerini hatırlattı.
3. parça “Embrace the Flames” ilk 30 saniyesi ile “Silencer - I Shall Lead, You Shall Follow”a göz kırpıyor. Thomas'ın albüm boyunca bir an bile sırıtmayan vokalleri, davul partisyonlarındaki çeşitlilik ve çok uzun olmasalar bile dinleyeni tatmin etmeyi başarabilen besteler, “Exile”i yılın en iyi black metal albümleri arasına rahatlıkla koyabileceğiniz hususlardan.
“They Came...”, 5. parça “...To Take Us” için ön hazırlık görevini görüyor. “Dodecahedron” ve tabii ki “Deathspell Omega” dinleyenlerinin gözü kapalı seveceği “Exile”in en hoşuma giden parçası ise “Thou Shall Lie Down”. “The Incandescent March” ise yine Altar of Plagues'i hatırlatan atmosferi ve albümün en uzun parçası olmasıyla birlikte kendine 7. sırada yer bulmuş.
“Regarde Les Hommes Tomber - Exile”i tüm black metal severlere gönül rahatlığıyla öneriyor, “2015'in en iyi 10 black metal albümü” listesine eklemeyi unutmuyorum.
Puanım: 8.5/10.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder